Yeşil Finansman

Yeşil Finansman

Yeşil finansman, ekonominin sürdürülebilir olmasını sağlayacak en değerli kavramlardan biri. Hem şirketlerin hem de dünyamızın geleceği için önemli olan yeşil finansman ile ilgili gelişmeler ve güncel bilgiler ise Arçelik Sürdürülebilirlik sayfasında!

Yeşil Finansman: Sürdürülebilir Ekonomi Yolculuğumuzda Bizi Neler Bekliyor?

Günümüzde ekonomi ve siyaset gibi temel konular, iklim değişikliği üzerinden şekilleniyor. Yakın geçmişte tehlikenin farkına varan hükümetler, işletmeler, yatırımcılar ve bireyler de sera gazı salınımını azaltan karbon-nötr çalışmalara odaklanmaya başladılar. Odağa alınan bu konular sadece çevre üzerine değil, aynı zamanda ekonomi ve sosyal alanlardaki sürdürülebilirlik çalışmalarını da kapsıyor.

Özellikle firmaların, iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamayı amaçlayan ve karbon ayak izini azaltan çalışmalarına destek verilmesi, karbon-nötr çalışmalarına teşvik edilmesi için finansman araçları kullanılarak yatırım yapılması gerekiyor. Bu da yeşil finansman kavramını beraberinde getiriyor.

Ekonominin sürdürülebilir olmasını sağlayacak en değerli araçlardan biri olan yeşil finansman konusuna biraz daha yakından bakalım.

Yeşil Finansman

Yeşil Finansman Nedir? Neden Önemli?

Kömür, doğal gaz, petrol gibi fosil yakıtların kullanımı, atmosfere salınan sera gazı miktarını her geçen gün artırıyor. İklim krizini tetikleyen bu tarz faaliyetlerin engellenmesi için de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaşması gerekiyor. Ancak dünyanın birçok yerinde fosil yakıtlardan elde edilen yenilenemez enerji ile yapılan üretim, temiz enerji kaynaklarının kullanımına göre hayli fazla. 

Sürdürülebilir, verimli, çevre dostu üretimi teşvik etme konusunda ise yeşil finans devreye giriyor. Çünkü yeşil finansman; çevre dostu ürün ve hizmetlerin kullanımının artması için düşük karbonlu bir topluma geçişi hızlandıracak faaliyetler yapan şirketlere, yeşil finans kurumlarının maddi destek sağlaması anlamına geliyor. Kısacası yeşil ekonomiyi finanse etmek olarak da tanımlayabiliriz. Yani yeşil finansman hem şirketler için hem de Dünya’nın geleceği için önemli.

Önemli olmasının bir sebebi elbette çevreyi koruma ve iklim krizinin kontrol altına alınmasını sağlamak. Ancak bu konuların yanı sıra şirketlerin daha verimli çalışmalar yaparak yatırımlarını geliştirmesi, yeni istihdam alanlarının açılması gibi ekonomik sonuçlar da yeşil finansmanın önemini gözler önüne seriyor.


Yeşil Finansmanda Söz Hakkı: Avrupa Yeşil Mutabakatı Ne Söylüyor?

Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal), Avrupa Birliği'nin (AB) sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için hazırladığı kapsamlı bir strateji. Bu strateji kapsamında da sürdürülebilir ve yeşil bir ekonomiye geçişinin desteklenmesi amaçlanıyor. 

İklim krizinin kontrol altına alınması, çevrenin korunması, temiz enerji kullanımı, sürdürülebilir teknolojilere geçiş, yeşil ekonomi ve adil dönüşüm gibi alanlarda eylem planlarını içeriyor. Bu eylem planları kapsamında da yeşil finansmanın ve sürdürülebilir yatırımların teşvik edilmesi konusunda önemli hedefler belirliyor.

AB Yeşil Mutabakatı  olarak da adlandırılan bu stratejinin yeşil finansman ve yatırımlarla ilgili temel çalışma planları ise şöyle:

AB'nin finansal sisteminin sürdürülebilirliği gözetmesi hedefleniyor. Bu çerçevede, finansal kuruluşlar ve şirketlerin ESG risklerininin yanı sıra sürdürülebilirlik kriterlerini benimsemesi ve yeşil finansman teşvik ediliyor.

Sürdürülebilir projeleri artırmak için yeşil tahviller ve yeşil krediler teşvik ediliyor. Finansal teşviklerin yanı sıra hibeler de sağlanıyor. Sürdürülebilir yatırımların tercih edilmesi için vergi politikaları geliştiriyor.

Yeşil Mutabakat’a göre finansal sektörün çevre ve iklim risklerini değerlendirmesi gerekiyor. Bu kapsamda, finansal kuruluşlar ve şirketlerin iklim risklerini analiz etmeleri ve bu risklere karşı tedbirler almaları teşvik ediliyor.

Sürdürülebilir dönüşümün adil bir şekilde gerçekleştirilmesine önem veriliyor. Bu çerçevede; sosyal etkilerin gözetilmesi, istihdamın korunması ve yeşil iş fırsatlarının yaratılması hedefleniyor. 

Avrupa Yeşil Mutabakatı, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için hem AB üye ülkelerini hem finans sektörünü hem de şirketleri eylem planlarıyla harekete geçirmeyi amaçlıyor. Mutabakat kapsamında yeşil finansman teşvik edilerek sürdürülebilir yatırımların artması ve bunun da ekonomik dönüşümü hızlandırması bekleniyor.


KOBİ'ler İçin Yeşil Finansmana Erişimin Önemi

Türkiye’nin toplam ihracatının %35’ini gerçekleştiren KOBİ’lerin ihracata olan

katkıları büyük ölçekli firmalardan daha fazla. Sürdürülebilirliğe katkı sunacak düşük emisyonlu ve verimli dönüşümleri gerçekleştirebilmek için ise finansman kaynaklarına ihtiyaçları hayli fazla. Burada söz konusu olan durum sadece karbon-nötr uygulamalarla çevreye katkı sağlamak ve verimlilik konularıyla sınırlı değil.

Avrupa Birliği, “Sınırda Karbon Düzenlemesi” kapsamında karbon emisyonu yüksek olan ürünlerden vergi almayı planlıyor. Bu konuda düşük emisyonlu üretim yapan firmaların rekabet konusunda öne çıkacağını söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra ek karbon vergisi maliyeti ile ilgilenmelerine de gerek kalmayacak.

Yeşil Finansman, KOBİ'lere yeni finansal kaynaklara erişim imkanı sunuyor ve yeşil projelerin hayata geçirilmesi için gerekli fonları sağlıyor. Yeşil finansmanın KOBİ’lere olan faydalarını şöyle sıralayabiliriz:

Yeşil projelere yatırım yapıp çevre dostu ürünler ve hizmetler sunarak müşterilerin ve paydaşların gözünde rekabet avantajı sağlayabilir. 

Yeşil projelere yatırım yaparak enerji verimliliği sağlamak , geri dönüşüm programlarını kullanmak ve atık yönetimini iyileştirmek uzun vadede maliyetleri azaltabilir.Yeşil finansman, bu tür projelerin finansmanını destekleyerek KOBİ'lerin maliyet tasarrufu yapmasına yardımcı olur.

Yeşil finansmana erişen KOBİ’lerin yapacağı yatırımlar, sürdürülebilirliğin doğası gereği kârlılık ve büyümeyi artırdığı gibi yeni istihdam alanları da sağlar. Bu da işletmelerin geleceğini güvence altına alır. 

Arçelik olarak biz de bu alana öncelik veriyoruz. Öyle ki 350 milyon euro ile 5 yıl vadeli yeşil tahvil ihracı gerçekleştiren Türkiye’deki ilk reel sektör aktörü olduk. Ayrıca en önemli yeşil finansman sağlayıcılarından Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile 150 milyon euro’luk bir kredi anlaşması imzaladık. Bu kredinin 83 milyon euro’luk kısmının da Kredi Piyasaları Birliği (Loan Markets Association, LMA) tarafından yayımlanan uluslararası yeşil borçlanma prensiplerine olan uygunluğu, bağımsız bir kuruluş tarafından tescil edildi. Bu durum da Türkiye üretimindeki  ilk yeşil kredi olma özelliğini taşıyor. 

Sağlanan bu yeşil kredi çerçevesinde 2050 yılına kadar değer zincirinde net sıfır emisyon elde etmek için önemli projeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz. Konuyla ilgili detaylı bilgi alabilmek için Yeşil Finansman sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. 


Sürdürülebilir Finans Nedir? Yeşil Finans Arasındaki İlişki Nedir?

Küresel ısınma ve çevresel sorunların arttığı dünyamızda iklim değişikliği ile mücadele için yeni anlaşmalar yapılıyor, uygulamalar geliştiriliyor. Özellikle BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), AB Yeşil Mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması gibi dünyanın geleceğini etkileyecek yaptırımlara karar verilen çalışmalar bu konuda başı çekiyor. Bu çalışmaların sonunda karşımıza çıkan yol haritasındaki “iklim kriziyle mücadelede düşük karbonlu ekonomiye geçiş” konusu da sürdürülebilir bir ekonominin varlığına olan ihtiyacın arttığını ortaya koyuyor.

Kaynakları sürdürülebilir bir şekilde yönetebilme ve iklim krizini önleme konusunda finans sektörü büyük bir rol oynuyor. Sürdürülebilir finans ve yeşil finans kavramları da sürdürülebilir kalkınma konusunun finansal kararlara olan etkisini ele alıyor. Biz de bu nedenle sürdürülebilir finanstan detaylıca bahsederek yeşil finans ile arasındaki ilişkiyi inceleyeceğiz.


Yeşil Finansman

Sürdürülebilir Finansman Nedir?

Sürdürülebilir finansman, sürdürülebilir bir ekonomiye geçebilmek adına finansman sağlarken çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerini ve risklerini dikkate alır. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı kapsayacak şekilde oluşturulan sürdürülebilir finansman sistemi; ESG kriterleri kapsamında finans konusunun yanı sıra cinsiyet eşitliği, iş etiği, çevresel sorunlar gibi konuları da içerir. 

ESG Kriterleri Nelerdir?

ESG, bir şirketin sürdürülebilirlik performansını ölçmek için kullanılıyor. Sürdürülebilir finansmanın dayandığı şirketlerin ya da yatırımların sürdürülebilir ve sorumluluk sahibi olarak hareket etmesine liderlik eden ESG kriterleri; environmental, social, governance yani çevresel, sosyal ve yönetişim olmak üzere üçe ayrılıyor:

Çevresel Kriterler: Atık yönetimi, enerji verimliliği, karbon emisyonu, çevreyi koruma ve iklim değişikliğine karşı alınan aksiyonlar kapsamında değerlendiriliyor.

Sosyal Kriterler: Şirketlerin çalışma koşulları, çalışan ilişkileri, cinsiyet eşitliği, insan hakları ve sorumlu üretim çalışmaları gibi konuları içeriyor.

Yönetişim Kriterleri: Kurumsal yönetim, şeffaflık, paydaş ilişkileri ve kapsayıcılık konuları çerçevesinde şirketin sürdürülebilirliği konusunda bilgi veriyor. 

ESG kriterlerine göre hareket eden şirketler, sosyal sorumluluk ve itibar yönetimi açısından olumlu bir pozisyona sahip oluyor. Günümüzde küresel yatırımcılar ve potansiyel iş ortakları da bu kriterleri hayli önemsediği için yatırım kararlarını da buna göre alıyorlar. Yani kriterleri uygulayan şirketlerin ekonomik anlamda da uzun vadede kârlı çıkabileceğini söyleyebiliriz.


Sürdürülebilir Finansman ve Yeşil Finansman Farklı Konular mı?

Yeşil finansmanın uygulanabilirlik alanı, sürdürülebilir finansmanın hedeflerine ulaşma konusunda katkı sağlar. Bu katkının yanı sıra çevresel etkiyi en aza indirmeyi de amaç olarak belirler. Yeşil finansmanla birlikte çalışan sürdürülebilir finansman; çevresel, sosyal, yönetişim gibi faktörleri odağına alırken yeşil finansman daha çok çevresel konuları önemser. Yani sürdürülebilir finansman esasında yeşil finansmanı da kapsar. 

Yeşil finansman konusunda detaylı bilgi almak için “Yeşil Finansman: Sürdürülebilir Ekonomi Yolculuğumuzda Bizi Neler Bekliyor?”  yazımızı okuyabilirsiniz. 

Yeşil finansmanı ve sürdürülebilir yatırımları teşvik etmeyi amaçlayan uygulamalardan biri ise AB Taksonomisi. Gelin, bu konuyu detaylı inceleyelim.


AB Taksonomisi Nedir?

Avrupa Komisyonu’na göre AB Taksonomisi (The EU Taxonomy), Avrupa Birliği'nin çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomik hedeflerine uygun olarak şirketlerin faaliyetlerini değerlendirmek ve raporlamak için kullanılan bir sınıflandırma sistemi olarak tanımlanıyor. 

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın uygulanmasına yardımcı olması hedeflenerek oluşturulan AB Taksonomisi; şirketlere ve yatırımcılara, yapılan ekonomik faaliyetlerin çevresel açıdan sürdürülebilir olup olmadığı konusunda kriterler sunuyor. 

Bu taksonomiyle birlikte yatırımcılar için güven ortamı sağlanması, şirketlerin çevresel olarak sürdürülebilir olmalarına yardım etmesi, yatırımların en çok ihtiyaç duyulan yerlere yönlendirilmesi amaçlanıyor. 


AB Taksonomisi’ne uyumlu olmak için altı çevresel kriter bulunuyor:

İklim krizini kontrol altına alma

İklim değişikliğine uyum sağlama

Su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması

Döngüsel ekonomi 

Kirliliği önleme ve atıkların kontrol altına alınması

Biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin korunması 

Bir ekonomik faaliyetin sürdürülebilir olarak tanımlanması için bu altı çevresel hedeften en az birine katkı sağlaması, temel insan hakları ve çalışma standartları çerçevesine saygı göstermesi, diğer çevresel hedeflerden birine bile önemli ölçüde zarar vermemesi gerekiyor.


Sürdürülebilir Finans Çözümleri Nelerdir?

Sürdürülebilir finans çözümleri; finans sektörünün, çeşitli araçlar ve yaklaşımlar kullanılarak sürdürülebilirlik hedeflerine yönlendirilmesini sağlıyor. Sürdürülebilir finansın bazı önemli çözümleri ise şöyle:

Yeşil Tahviller (Green Bonds): Şirketlerin finansman ihtiyacını karşılayan borçlanma araçlarından biri olan tahvil, yeşil tahvil olarak adlandırıldığında sadece çevre ve iklimi destekleyen projeleri finanse etmek için verilir. Bunlar; enerji verimliliği projeleri, atık yönetimi gibi çevresel projeler olabilir.

Sürdürülebilir Krediler: Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlere uygun projelerin finansmanını sağlamak amacıyla verilen kredileri ifade eder.

Sürdürülebilir Yatırım Fonları: Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine göre yatırım yapmayı amaçlayan fonlardır. Bu fonlar hem finansal getiri hem de çevresel ve sosyal etkileri gözeterek sürdürülebilirlik performansı yüksek olan şirketlere veya sektörlere yatırım yapmak için kullanılır.

ESG Değerlendirmeleri ve Raporlamaları: ESG değerlendirmeleri; şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim faktörlerini değerlendirerek sürdürülebilirlik performansını ölçer. Yatırımcıların ve finansal kurumların var olan sürdürülebilirlik notlarına göre yatırım kararı almalarına destek olur. 

Sürdürülebilirlik Standartları ve İzleme Araçları: Finansal kurumların, şirketlerin ve yatırımcıların sürdürülebilirlik performansının değerlendirilmesine ve raporlanmasına yardımcı olur. 

Biz de Arçelik olarak “Geleceği İyileştiren Teknoloji” vizyonumuz kapsamında, verdiğimiz taahhütleri hayata geçirmemizi sağlayacak  şekilde 2030’a yönelik kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi belirledik. Stratejimiz ise Sürdürülebilirlik Kalkınma Hedefleri (SKH) doğrultusunda dünya gündemiyle bağlantılı 2030 hedeflerimiz aracılığıyla ele alınan kollardan oluşuyor. Sürdürülebilirliği iş modelimiz olarak görerek kurumsal stratejimize uygun çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerini takip ediyoruz. 

Konuyla ilgili detaylı bilgi alabilmek için Sürdürülebilirlik Yaklaşımımız sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.


Ekonomide Sürdürülebilir Sorumluluk: Döngüsel Ekonomi Nedir?

Üretim sırasında kullanılan enerji sonrasında hem sera gazı salınımı olarak atmosferde yerini alıyor hem de tükeniyor. Tüketim arttıkça çevre kirliliği de artıyor. Bu yüzden çevresel etkileri azaltıp ekonomik büyümeyi destekleyen sürdürülebilirlik çalışmaları işletmeler için de toplumlar için de önemli bir yere sahip.

Sürdürülebilirlik ilkesiyle uyumlu bir üretim ve tüketim modeli aradığımızda ise karşımıza

döngüsel ekonomi çıkıyor. Peki, döngüsel ekonomi tam olarak nedir? Gelin, ilk olarak bu soruyu cevaplayalım, ardından döngüsel ekonominin temel ilkeleri ve faydalarından bahsedelim.

Yeşil Finansman

Döngüsel Ekonomi Nedir?

Sanayi Devrimi’nden bu yana geleneksel (lineer) ekonomi modelinde; hammaddeler çıkarılır, işlenir, ürünlere dönüştürülür, tüketilir sonunda da ortaya atık çıkar. Bu yaklaşım doğal kaynakların hızla tükenmesine, çevresel kirliliğe ve atıkların birikmesine neden oluyor ve bu durum sürdürülebilir bir çözüm sunmuyor. Döngüsel ekonomi ise kaynakları ve malzemeleri tüketip atık haline dönüştürmek yerine, onları bir döngü içinde kullanmayı amaçlıyor. Yani tüketimden sonra ortaya çıkan atık, üretimin tekrar bir elemanı oluyor. 

Lineer Ekonomiden Uzaklaşmak: Döngüsel Ekonomi Nasıl Çalışır?

Lineer olarak da bilinen geleneksel ekonomi modeli “al-yap-at” prensibi benimserken döngüsel ekonomi ise “azalt-yeniden kullan-geri dönüştür” maddeleri doğrultusunda ilerliyor. Döngüsel ekonomiye geçişte yeniden üretime odaklanıldığı için üretilen malzemelerin de geri dönüşüm odaklı tasarlanması gerekiyor. 

Avrupa Komisyonuna göre; döngüsel ekonomi yaklaşımları, ürünü kullanım ömrüyle sınırlamak yerine bir değer zinciri oluşturur. Atığı "tasarım" yaklaşımıyla ve baştan sona bir inovasyonla ele alır. 

Bakımı kolay, tekrar üretimi veya geri dönüşümü mümkün olan

Üretiminde ve tüketiminde daha az enerji kullanılan

Uzun ömürlü

Tehlikeli madde kullanımının azaltıldığı

Tüketicinin maddi olarak kolay erişebileceği kiralık ya da paylaşımlı kullanımı olan 

ürünler ortaya koymayı bu inovasyonel tasarım yaklaşımına örnek olarak gösterebiliriz. 

Bu tasarım yaklaşımına göre üretim yapmanın yanı sıra, geri dönüşümü gerçekleşmiş malzemeler için yeni bir pazar yaratmak ve tüketiciyi atıkların azaltılması yönünde teşvik etmek de gerekir.

Bu duruma göre döngüsel ekonominin kaynak döngüsü, ürün döngüsü ve atık döngüsü olmak üzere üç temel aşamadan oluştuğunu söyleyebiliriz.

Kaynak döngüsü: Doğal kaynaklar etkin bir şekilde kullanılır ve geri kazanılır. 

Ürün döngüsü: Dayanıklılık esas alınarak ürünlerin ömrü uzatılır, yeniden kullanılır.

Atık döngüsü: Atık ürünlerin geri dönüşümü ve kaynak olarak kullanımı sağlanır.

Lineer ve Döngüsel Ekonomi Arasındaki Farklar

Ham maddeye ve enerjiye bağımlılığı azaltırken refahını artırmak döngüsel ekonominin hedeflerinden biri. Lineer ekonomi ve döngüsel ekonomi arasındaki net farklar ise şu şekilde:

Lineer ekonomi “al-yap-at” gibi tek çizgide sona eren bir prensibi benimser, döngüsel ekonomi ise “azalt-yeniden kullan-geri dönüştür” prensibiyle uzun vadede tükenmeyecek bir döngü sağlar.

Lineer ekonomide yeniden kullanım yoktur, satın almadan satışa kullanımı benimser.

Lineer ekonomide aşağı dönüşüm vardır, döngüsel ekonomide ise ileri dönüşüm ve yüksek kalitede geri dönüşüm bulunur.

Döngüsel Ekonominin Temel İlkeleri: Azaltın, Yeniden Kullanın ve Geri Dönüştürün

Döngüsel ekonomi, enerji kullanımını azaltmayı ve ekonomideki her şeyi değerlendirerek, tasarım yoluyla yeniden kullanımı hedefler. Temelinde ise üç önemli ilkeye dayanır: Azaltma, yeniden kullanma ve geri dönüştürme. 

Azaltma; kaynak kullanımını ve üretimi en aza indirmeyi hedefler. Bu durum sayesinde daha uzun ömürlü ürün tasarlama, atık miktarını azaltma ve gereksiz tüketimi önleme gibi adımlar atılabilir. 

Yeniden kullanma; tamir edip kullanma, ikinci el eşya kullanımı ya da paylaşımlı kullanım olarak değerlendirebiliriz. Bu durum için kiralık araç kullanımı, airbnb gibi örnekler gösterilebilir.

Geri dönüştürme; geri dönüştürülebilir olan malzemelerin ayrıştırılıp işlenip kaynak olarak tekrar döngüye sokulması anlamına gelir. Örneğin atık piller geri dönüştürülerek ham madde olarak tekrar üretim döngüsüne dahil edilebilir. Geri dönüştürülmeyen atık piller doğaya karışırsa uzun vadede çevreye zarar verir. 

Döngüsel Ekonominin Faydaları: Çevresel, Sosyal ve Ekonomik Etkiler

Döngüsel ekonomi ile çevresel açıdan; çevre dostu ürünler benimsenir, doğal kaynak kullanımında verimlilik ön plana alınır, çevre kirliliği azaltılır. Doğal olarak iklim krizinin yıkıcı etkisinin kontrol altına alınmasına destek olur.

Sosyal açıdan; yeni istihdam alanı yaratır, daha çok yerel ekonomilere katkı sağlar ve çevre bilincini geliştirir.

Ekonomik açıdan ise kaynak kullanımını azalttığı, geri dönüşümü ve tekrar kullanımı desteklediği için maliyet tasarrufu sağlar. Üretim maliyetini düşürdüğü için yeni pazarların oluşmasına destek olur. Böylece ekonomik istikrarı sağlayarak uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme sağlayabilir. 


Biz de Arçelik olarak döngüsel ekonomiye katkı sunmak için; eski teknolojiye sahip ürünleri çevre dostu yeni ürünlerle değiştirdik. “Eskişehir ve Bolu’daki Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya (AEEE) geri dönüşüm tesislerimizde ekonomiye tekrar kazandırılması sayesinde yaklaşık 100.000 ton CO2e salımını engelledik ve 3,6 milyon ton su tasarrufu sağladık". Ayrıca atık balık ağlarınının çevreye verdiği zararın bilincinde olarak geri dönüşümle elde edilen plastikleri beyaz eşya üretiminde kullandık. Detaylı bilgi almak için Döngüsel Ekonomi Uygulamaları sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.






Teklif Al
Yükleniyor